enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
35,9678
EURO
37,3807
ALTIN
3.302,78
BIST
9.842,15
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Karla Karışık Yağmurlu
5°C
İstanbul
5°C
Karla Karışık Yağmurlu
Cuma Hafif Yağmurlu
6°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
6°C
Pazar Hafif Yağmurlu
7°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
7°C

Tanıklık Ettiklerim Karşısında Söyleyeceklerim Var

01.10.2021
A+
A-

Geçmiş tarihten şimdiye kadar bu milletin kadınları mütemadiyen acıyla, sıkıntıyla, yoksullukla, baskıyla, zorbalıkla, ahlaksızlıkla baş başa kalmıştır ve kalmaya devam ediyor! Birçoğu bunların karşısında güçsüz duruma düşse de küçük bir kesimi bunlara başkaldırmaktan geri durmuyor. Anlayacağınız; olması gerektiği yerde, olması gerektiği gibi davranıyor.

Unutmayın, bir baskı karşısında veyahut haksızlıklık karşısında bir kere susarsanız, ömür boyu birileri tarafından susturulacaksınız. Zira bu çağ, böyle rezil bir çağ. Bugün sustuğunuz veya gözardı edip, önemsiz gösterilen her şeyden yine siz/biz sorumluyuz. Düşünmez, çözüm aramaz, üretmez, eğitmez, hassas davranmazsak bu felaketler devam edecektir.

Çözüm üretme ve uygulama noktasında sorumluluğun büyük bölümünün yetkililerde, milleti mecliste temsil etsin diye seçilmiş vekillerde ve diğer devlet büyüklerinde olduğunu söylemeden geçemem. (Partisi yok bu işin, tek bir tarafa çekmeyin yazdıklarımı.)

Şunu da bahsi açılan her ortamda yine dile getiririm: bu coğrafyada erkekler kadar kadınların da okumaya, bir meslek edinip hayata o şekilde atılmaya ihtiyacı vardır. Ataerkil düşüncenin devirden devire kötü miras gibi kaldığını gördüğüm için, her kadının kendi ayaklarının üzerinde dimdik durmasını, ekonomik özgürlüğünü elinde bulundurmasını istemişimdir. O zaman ne evlendiğinde eşine avuç açma gibi bir zorunluluğu olacak ne de onun zorbalıklarına boyun eğme gibi bir durum ortada bulunacaktır. Elbetteki her evlenen kadın zorbalıkla, cimrilikle, zulüm ve şiddetle karşılaşıyor demek değil bu. Fakat olası bir çaresizlik durumuna düşmemesi için kadının kendini hayata karşı güçlendirmesi gereklidir. Hiçbir kadın tek güvencesi kocası olacak şekilde yaşamamalıdır. Zira muhtaçlık durumunu suistimal eden birçok insanın varlığı inkâr edilemez.

Alçağın Düzeni Bu, Mertlik Beklenmez

Biz hala toplumsal kuralları öğrenememiş, toplumun ortak yaşam alanlarında nasıl davranacağını bilmeyen, karşısındaki insanla nasıl muhabbet edeceğini bilmeyen mahlûklarız. Akıl ve ruh sağlığı bozuk insanlarla iç içe yaşamaya göz yumulmuş, yaşıyorsan kazara, ölüysen olağan karşılanan ve birçok potansiyel tehlikeyle baş başa bırakılmış milletiz. İnsanların yaşamlarını gözlemlemeyi çok sevdiğimizden hayatları hakkında ahkâm kesme, yorum yapma, musallat olma hakkını kendimize meşru görürüz. Nedeni gayet basit aslında: Kendimizi geliştirmemişiz. Bir dünya görüşüne sahip değiliz. Hayatımız hep saçma geleneklere itikat etmekle geçmiş. Gündelik yaşamımızda sürekli başkalarının devşirme fikirlerini yol haritası yapmış, her yerde ahlak bekçiliği yaparken tenhada her türlü ahlaksızlığı yapmaktan da geri durmamışız. Topluluk içerisinde ahlak sahibi rolünü üstlenirken yalnız kaldığımızda her yeri paramparça eden bir hayvana dönmüşüz. Dur diyenimiz bulunmamış, bizim zaten bir durağımız olmamış. Her şeyi ya ters algılamış ya da hiç anlamamışız. Zihnimizin bulanıklaşmasının temel sebebi budur. Biz hiçbir şeyden ders de almamışız. Bugün maruz kalınan her şeyi birkaç gün sonra unutacak belleğimiz. Gündemler değişecek, bazı olaylar kamuoyuna dahi yansımayacak, herkes bir şekilde hayatına devam edecek. Hangi sebeple olursa olsun, ölen öldüğü ile kalacak, kalan ceplerini dolduracak. Dedim ya, alçağın düzeni bu, mertlik beklenmez.

Ne derseniz deyin, dinden, imandan, meslekten, paradan, şandan, şöhretten kısacası taptığınız, kendinize put edindiğiniz ne varsa, hepsinden önce gelen şey, eğitimdir. Bugün sıkıntısını çektiğimiz birçok olayın temelinde yatan sebep, dinsizlik, parasızlık, işsizlik değildir, eğitimsizliktir. Dar zekaya sahip, örümcek ağı toplamış beyinlerle yaşam mücadelesi veren, hayatında tek bir çıkarsız işe elini uzatmayanlar eleştircektir bu sözümü, pek umurumda olmayacak söylemleriniz. Zira doğru tektir.

Gelin günah çıkaralım. Sevgide, aşkta, nefrette, kavgada, sevinçte hiçbir şeyde sınırımız yok. Seversek ölürcesine, nefret edersek öldürürcesine… Sevmeleri dahi ölüm üstüne kurulu eğitimsiz bir güruhlardan bahsediyoruz. Normal değil mi yaşadıklarımız? Hayatımıza birisini alır almaz, kendi doğrularınızı, kişiliğinizi, hobilerinizi sırf karşınızdaki (erkek) istemiyor diye hepsinden çekincede bulunmadan taviz veriyorsunuz. Psikopatlığı kıskanmak, bir olayla karşılaştığınızda hakaretleri, küfürleri önemsemek olarak algılayıp sineye çekiyorsunuz. Yediğiniz dayağın üstünü örtüyor, sesinizi çıkartmıyorsunuz. Size nazik davrananı pısırık tutup kaba davranan insanı el üstünde tutuyorsunuz. Sanırım gücü sadece fiziksel olarak algılıyorsunuz. Seçimler yanlış olabilir sıkıntı yok. Lakin yanlışa bile isteye katlanıp size karşı yapılan fiziksel veyahut psikolojik her türlü şiddete göz yummak mazoşistliğe girer kusura bakmayın. Suspus olup korkunun imparatorluğu altında ezilmeyin, bağırın. Elinden telefonu bırakan bir vicdan sahibi sizi muhakkak duyacaktır. Korkmayın.

Karanlıkların aydınlığa kavuşmasını ümit ediyorum. Artık tabiatın, hayvanların, kadınların, masumların, ağaçların katledilmesini, mağdur bırakılmasını, öldürülmesini herkes gibi istemiyorum ve bu çağın art niyetli kötü insanlarından nefret ediyorum.

ETİKETLER:
Yazarın Diğer Yazıları