Ümmet coğrafyasında yaşanan hiçbir acı bağımsız değil birbirinden. Türkiye, Filistin, Türkistan, Arakan, Keşmir, Suriye, Irak, Afganistan…
Sinemizi yakan her ateşin arkasında aynı kötülük, aynı kötü, aynı düşman; Siyonizm.
Büyük resim nârâsı değil bu, bir hakikatten bahsediyorum. PKK’nın Siyonizm’e hizmet ettiğini görmemek için kör olmak gerekiyor ama sadece bu değil.
Doğu Türkistan’da zulmün bu kadar arsızca ve pervasızca yaşanmaya başladığı sene 2014. O sene Siyonizm’in ekonomik merkezi Çin’e taşınmaya başladı.
Keşmir’de Müslümanlara sistematik olarak eziyet eden çetelerin sponsoru yine Siyonizm’in paravan şirketleri çıkıyor. Bu böyle sürer gider, batıdan bahsetmiyorum bile. Doğuyu yani bizi anlatıyorum.
Eğer daha fazla şehit haberi almak istemiyorsak, terörün bitmesi ve hayatta kalmanın ötesinde insan onuruna layık bir yaşamsa amacımız yılanın başını ezmeliyiz, ezmeliydik. Fakat bize dokunmayan yılan bin yaşasın demeyi seçtik, küçükken başını ezmediğimiz o yılan tüm dünyaya zehrini akıtıyor şimdi.
Biz ucuz YouTube programlarıyla bizden olana düşman edilirken, ırkçılık ve nefretin modaya dönüşmesini seyrederken ve celladımıza teslim ederken benliğimizi o celladın elleriyle şehit oluyor bu vatanın şerefli erleri. Adlarını bilmiyoruz, akşam haberlerde göreceğiz 45 saniye ve unutacağız her zaman olduğu gibi.
Lanet edeceğiz teröre ve sonra büyük bir hınçla Arap düşmanlığına devam edeceğiz. Çocuklar kazılan mezarların üzerinde “bizi buraya gömecekler” diyerek oyun oynarken ve hakikaten toplu mezarlara gömülürken binlercesi biz yüzümüz kızarmadan toprakların tapusunu konuşacağız akademisyenlerle.
Beyaz adam taklidi yapıp yaranmaya, onlardan olmaya çalışacağız. Tabi onlardan olduğumuza ikna etmek için uğraşacağız onları ve kendimizi. Biraz sonra boynumuza dayanacağını bilmeden bıçağını yalayacağız kasabın, kurbanlık bir koyun gibi.
Sonra yine bir şehit haberi, etiketler içinde teröre lanet cümleleri ve şehir isimleri.