enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Emperyalist Güçlere Karşı: Bir Uyanışa Çağrı

20.04.2025
A+
A-

Gençliğin zihinsel işgale karşı direnişi bir tercih değil, bir sorumluluktur.

İçinde yaşadığımız çağ, bilgiye erişimin sınırsızlaştığı, dijitalleşmenin ve küreselleşmenin ivme kazandığı bir dönem. Fakat bu süreç, yalnızca fırsatlar sunmuyor; aynı zamanda bireyin kimliğini ve toplumsal hafızayı tehdit eden ciddi riskler de barındırıyor. Bu risklerin en başında ise gençliğin öz farkındalığından, tarihsel ve kültürel köklerinden koparılması geliyor.

Bugünün dünyasında emperyalizm artık yalnızca askeri ya da ekonomik bir tahakküm değil; çok daha sinsi ve derin bir kuşatma biçimi: zihinsel işgal. Tanklarla değil, algoritmalarla yürütülen bu savaş, gençliği edilgen, konforuna hapsolmuş ve kimliğinden uzak bireyler hâline getirmeyi amaçlıyor. Çünkü farkındalık sahibi gençlik, emperyalist düzenin en büyük tehdididir.

Zihinlerin Kuşatılması: Yeni Emperyalizmin Silahı

Günümüzün emperyalist stratejisi, gençliği ya sorgulamayan bir tüketici ya da itaatkâr bir üreticiye indirgemeye çalışıyor. Sorgulayan bir gençlik, farkındalık doğurur; fark eden birey ise değişim talep eder. Oysa emperyal düzen, değişim değil devamlılık ister.

Bu doğrultuda gençliğe yapılan ilk müdahale, tarihsel hafızanın silinmesiyle başlamıştır. Osmanlı’nın yıkılışından bu yana süregelen emperyal plan, gençliği köklerinden, değerlerinden ve ideallerinden koparmış; onu yalnızca sınavlara hazırlanan ama hakikate yabancı bir nesle dönüştürmüştür. Bu yalnızca bilgiyle değil, mefkûreyle bağın koparılması anlamına gelir. Oysa milletlerin yükselişi; teknik donanımdan önce, ideal sahibi bir nesil yetiştirmekle mümkündür.

Modern Düzenin Uyuşturucu Mekanizmaları

Bugünün dijital dünyası, gençliği yüzeysel içeriklerle meşgul ederken; derin düşünme, sorgulama ve üretme becerilerini törpülüyor. Sosyal medya algoritmaları, bireyi kendisi olmaktan çıkarıp, başkalarının onayladığı bir kimliğe bürünmeye zorluyor. Böylece gençlik, kendi gerçeğinden koparılıyor.

Eğitim sistemleri ise ezberci ve hedefi belirsiz bir rekabetin içine sıkıştırılmış durumda. Eleştirel düşünceye yer yok; sistemin temel amacı sorgulamayan bireyler üretmek. Tüm bunlar rastlantı değil; bilinçli bir mühendislik çalışmasıdır. Çünkü düşünen, fark eden ve idealleriyle hareket eden bir gençlik, emperyalizmin çarklarını kırabilecek en büyük potansiyeldir.

Mefkûreyle Yoğrulmuş Bir Gençlik: Asıl Korkuları

Emperyalist düzenin en büyük korkusu, kendisine biçilen rolleri reddeden, zincirlerini kırmış, inanç ve irade sahibi bir gençliktir. Böyle bir gençlik; yalnızca bireysel farkındalığıyla değil, aynı zamanda milletine, ümmete ve insanlığa karşı sorumluluk duygusuyla hareket eder.

Geleceğin inşası; öz benliğiyle barışık, hakikatin peşinde koşan, çaba gösteren ve sorumluluk üstlenen gençlerin omuzlarında yükselecektir. Bu gençlik; yalnızca bilgiyle değil, hikmetle, yalnızca hedefle değil, mefkûreyle, yalnızca bireysel çıkarla değil, toplumsal bilinçle yol yürümelidir.

Bu Bir Yazı Değil, Çağrıdır

Bugün gençliğin uyanışı bir tercih değil; bir zorunluluk, bir sorumluluk ve bir direniş biçimidir.

Emperyalizme, cehalete, tembelliğe ve kimliksizliğe karşı en güçlü cevap; mefkûresiyle yoğrulmuş bir gençliktir.

Bu satırlar bir yazı değil, bir çağrıdır. Gençliğe, insanlığa, hakikate inanan herkese:
Uyanın. Düşünün. Direnin.

Yazarın Diğer Yazıları