enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
35,9678
EURO
37,3807
ALTIN
3.302,78
BIST
9.842,15
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Karla Karışık Yağmurlu
5°C
İstanbul
5°C
Karla Karışık Yağmurlu
Cuma Hafif Yağmurlu
6°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
6°C
Pazar Hafif Yağmurlu
7°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
7°C

Siz Daha Ne Gördünüz!

31.07.2021
A+
A-

Takvimler 31 Temmuz 1965 tarihini gösterdiğinde Birleşik Krallık televizyonlarında sigara reklamları yasaklanmıştır. Bundan tam dört yıl sonra, 31 Temmuz 1969 tarihinde ise Türkiye Emniyet Müdürlüğü birayı alkollü içki olarak saymamaya karar vermiştir. Alınan bu iki karar da insan vücuduna zararı alenen bilinen ve tüketilme zorunluluğu olmayan iki ürüne yöneliktir. Bu kararlar arasındaki fark ise korunmaya çalışılan şeyin ne olduğudur. Birleşik Krallık aldığı karar ile insan ve toplum sağlığını korumaya çalışırken Emniyet Müdürlüğümüz ekonomik çıkarları gözetmiştir. Türk bira sanayisinin gelişimine destek sağlamak amacıyla kâğıt üstünde birayı alkollü içki olmaktan çıkaran karar alınmıştır. Bugün üzerinden tam 52 yıl geçmiş olan bu kararı yaratan zihniyet ise maalesef hala ülkemizde yaşamaya devam ediyor.

OECD raporlarına göre Türkiye’de sigaraya başlama yaşı genelde 13-17 arasındadır. Sigara bağımlılarının genelde öne sürdüğü sebep ise sıkıntılarından uzaklaşma isteğidir. Birçok insan lise düzeyine denk gelen bu yaş grubunda vücudunu çürüten bir ürüne bağımlı olmayı gerektirecek ne gibi bir derdin olabileceğini sorgular. Elbette sigara kullanan herkes vücuduna zarar veren bir bağımlılığa tutulacak kadar sıkıntı içerisinde değildir. İnsan örnek alarak ve taklit ederek yaşayan bir canlıdır. Bu yüzden toplumumuzun yalnızca gençlerini özentilikle suçlamak onlara haksızlık olacaktır. Asıl suçlu olan kesim, büyük insanların sıkıntısı olur ve sıkıntısı olanlar sigara içer anlayışını yaşayan ve yaşatanlardır. Gençlerin fikirlerine, taleplerine ve isteklerine saygı göstermeyen ve onların benliklerini hiçe sayan büyükleri sebebiyle çocuk yaştaki birçok insan bu bağımlılıklara sürükleniyor “Sen daha ne gördün ki” diye başlayan cümlelerin ardından gelen ve “biz şu sıkıntıları çektik” diye devam ederek saygı bekleyen bayat cümleler sebebiyle karakteri henüz yeni oluşan birçok genç kendini fark ettirebilmek için sorunlarını ve sıkıntılarını büyüklerine göstermeye çalışıyor. Ülkemizde sıkıntılı olduğunu göstermenin yolu ise maalesef bir sigara yakıp uzakları izlemekten geçiyor.

İş işten geçtikten sonra ise sansürler, yasaklar ve nasihatler ile bağımlılık batağına düşmüş insanlar kurtarılmaya çalışılıyor. Burada ise süreç öncekinden de kötü bir şekilde ilerliyor. Zor bir yaşantı sürdüğü için fikirlerinin herkesten daha olgun olduğunu düşünen bir grup insan, ellerinde sigaraları ile onların ardından gelen gençlere “biz yaptık siz yapmayın” demeyi marifet sanıyor. Pişman olduklarını belirttikleri hatayı nasihat verdikleri insanların gözlerinin içine bakarak yapmaya devam ediyorlar. Bu yüzden söylenen sözlerin hiçbir etkisi kalmıyor. Verdiği öğütleri hala acılara ve sorunlara dayandırmaya çalışanlar yüzünden insanların umutları ve hayalleri törpüleniyor. İyi bir yaşam talep edenler ise nankörlük ile suçlanıyor ve üzerlerine yine bir başkalarının çektiği sıkıntıları anlatan bir kamyon dolusu içi boş kalıplaşmış cümle bırakılıyor. Asla değişmeyen bu döngü yüzünden kuşaklar arasındaki uçurum hızla büyüyor ve daha da keskinleşiyor.

Sorun belli, sebep belli… 52 yıl önce ekonomik çıkarları insan sağlığının önünde tutan zihniyet, bugün yalnızca kendi benliğini tatmin için bir başkasının benliğini yok sayıyor. Yalnızca kendi geçmişini parlatma amacı ile gelecek nesillerin hayalleri bir yığın sorun ile örtülüyor. Yıllar geçiyor, kuşaklar değişiyor ama ne yazık ki toplumumuzun düşünce yapısı bir türlü değişmiyor.

Yazar: Ahmet Onur GÜNGÖR

ETİKETLER: