Batı, Orta Çağ zihniyetinde kadınlara yaptıkları zulmü unutmuş olacak ki bu soruyu soruyor!
Amerika ve Batı ülkeleri, şu insan hakları savunucularının kahvehanesi! Bir takım feminist dernekleri almış arkasına, “Müslüman kadınlar eziliyor, İslam kadını geri bırakıyor” diye veryansın ediyor!
Kadını şeytanlaştıran kilise zihniyeti, İslam’a saldırıyor. Önce yalandan İkiz Kuleler vuruluyor, eeee? “İslam terörizmi”!
En büyük silahı sonra sözde Müslüman kadınları kurtarmak için tek tek Müslüman ülkeleri işgal ediyor: Afganistan, Irak, Libya… Liste uzadıkça uzuyor! Ama Müslüman kadınları kurtaracaklar, kötü bir amaçları yok (!)
Sonra ne mi oluyor? Amerikan askerleri tarafından tecavüze uğrayan, hamile bırakılan çocuklar! Feminist dernekler üç maymunu oynuyor tabi! Sonuçta özgürlük gelecek değil mi (!)
Gelelim sorunun cevabına…
Müslüman kadınların kurtarılmaya ihtiyacı var mı?
Bu soruya antropolog Lila Abu Lughod şu yanıtı veriyor:
Müslüman kadınların kurtarılmaya ihtiyacı yoktur . İslam kadına yeteri kadar değer verir.
“Müslüman kadını geride bırakan şey hükümet politikaları ve ataerkil toplumdur.”
Haklı mı? Yerden göğe kadar hem de…
Afganistan’da Taliban, İran’da mollalar, yanlış rejimler kadınların celladı oluyor. Diğer yandan İslam coğrafyasının kadına biçtiği rol… Kadınlar erkekler tarafından bütün yükü sırtlamış ve bunu da Anadolu kadını diye bize makyajlayan yine erkekler. Anadolu toprakları kadına değer verirken, İslam kadını el üstünde tutarken kadının bugün bu halde olmasının nedeni İslam’ı taklidi yaşayan erkeklerdir. Namus deyince aklına kadın gelenler Hazret-i Yusuf’u unutmuş olmalı ki İslami hükümleri hep kadınlar üzerinden anlatıyorlar.
Çözüm ne?
Kur’an’ı yıllarca Arapça okumuş toplum olarak artık “Rabbimiz bize ne diyor” diyip mealleri, tefsirleri okumak. Çünkü gerçek İslam’ı bilen kişi kadını Rabbinin emaneti görüp onu incitmekten kendini geri tutar.
Biz kadınlar ne yapmalıyız?
Batı’nın bu kirli oyununa kanmamalı, Batı’dan gelen feminizm kavramını kurtarıcı olarak görmeyip yerli ve milli kadın dayanışması kurmalıyız. Bu coğrafyanın kültüründen dinimizden kopmadan haklarımızı korumalıyız. Avrupa’nın bize biçtiği rol, çocuk bakmayı ayak bağı olarak görüp çalışan kadın rolüdür. “Cennet annelerin ayakları altındadır” diyen bir peygamberin ümmetinin kızları olarak İslam’a hizmet edecek mücahit ve mücahideleri yetiştirmeliyiz.
Kadını kadınla vurmak, Batı’nın iğrenç yüzü… Irkı, dini ne olursa olsun biz kadınlar birbirimize destek olmamız gerekirken bizi bizle vurdular!