Sevilen şair ve yazar Ziya Osman Saba da Türk edebiyatının mezarı kayıp isimleri arasında. Yeni Dünya Vakfı’nda düzenlenen “Eyüp Sultan’ın Ebedî Sakinleri” programlarında kültür, sanat ve edebiyat ustaları rahmetle ve saygıyla anılırken kabir ziyaretleri de yapılıyor. Geçenlerde hakkında anma toplantısı yapılan İstanbul yazarı Osman Cemal Kaygılı’nın mezarı, yattığı Tokmaktepe Mezarlığı’nda bütün aramalara rağmen bulunamamıştı. Pazar günü de Ziya Osman Saba hakkında anma toplantısı yapıldı. Katılımcılar daha sonra edebiyatçımızın kabrini Eyüp Sultan Mezarlığı’nda aradılar, ancak bulamadılar ve kabristandan hüzünle döndüler.
Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının en önemli şair ve yazarlarından Ziya Osman Saba, vefatının 68. yıldönümünde Eyüp Sultan’da büyük bir hürmetle anıldı. Yeni Dünya Vakfı’nın düzenlediği “Eyüp Sultan’ın Ebedî Sakinleri” programı kapsamında gerçekleştirilen etkinlik, edebiyat ve kültür dünyasından önemli isimleri ve edebiyatseverleri bir araya getirdi.
Eyüp Sultan’da düzenlenen anma programı, edebiyat ve kültür dünyasının yakından tanıdığı isimleri bir araya getirdi. Yeni Dünya Vakfı Genel Merkezi’nde yapılan toplantıda, Ziya Osman Saba’nın hayatı, edebi kişiliği ve eserleri konuşuldu. Programın konuşmacıları, Ziya Osman Saba üzerine önemli araştırmalar yapan yazar Adil İzci ve edebiyatçı hakkında iki kitap yazan Mehmet Nuri Yardım’dı.
Adil İzci, konuşmasında Saba’nın çocukluk yıllarından itibaren yaşadığı yalnızlığı, annesine ve dedesine olan özlemini dile getirdi. İzci, “Şairin şiirlerinde aile sıcaklığına duyduğu derin hasret, geçmişe özlem ve ahiret inancı açıkça görülüyor.” dedi. Adil İzci’ye göre, “Saba’nın eserleri bir huzur ve teslimiyet şiiridir.” İzci konuşmasının ilerleyen bölümünde Saba’nın edebiyatımıza kazandırdığı değerleri dile getirdi ve bu toplantının anlamlı olduğunu söyledi. Adil İzci konuşması esnasında zaman zaman Saba’nın şiirlerinden örnekler sundu.
Mehmet Nuri Yardım ise, Ziya Osman Saba’nın dostlarına ve dostluklara ne kadar değer verdiğini anlattı. Yardım, Cahit Sıtkı Tarancı ile olan güçlü arkadaşlığını dile getirerek, “Cahit Sıtkı’nın ona yazdığı mektupları Ziya’ya Mektuplar adlı kitapta toplaması, iki şairin dostluğunun ne kadar derin olduğunu gösteriyor.
Tarancı’nın Saba’ya yazdığı şu satırlar, onların dostluklarını en iyi şekilde özetliyor: “Ziya, seni o kadar çok seviyorum ki, annemden sonra bana en yakın insan sensin.”
Ziya Osman’ın kayıp kabri hakkında Mehmet Nuri Yardım’ın 2000’li yıllarda yaptığı araştırmalardan şu ana kadar bir sonuç alınamadı ve Ziya Osman Saba’nın mezarının tam olarak nerede olduğu hâlâ bilinmiyor. Eyüp Sultan “Kırkmerdivenler” mevkiinde olduğu tahmin edilen aile sofasının yeri, yıllardır yapılan araştırmalara rağmen net olarak bulunamadı. Mehmet Nuri Yardım, konuşmasında 2000’li yıllardan bu yana süren araştırmalardan ne yazık ki sonuç alınamadığını belirtti. Şairin, eserlerinde babasının onu küçük yaşta Eyüp Sultan’a, annesinin mezarına götürdüğünü anlatması, aile sofasının burada olduğu ihtimalini güçlendiriyor.
Anma programına katılan edebiyatseverler, programın ardından Eyüp Sultan Mezarlığı’nda araştırmalar yaparak Saba’nın mezarını bulmaya çalıştı, ancak kesin bir sonuca ulaşılamadı. Mehmet Nuri Yardım, şairin mezarıyla ilgili şu çarpıcı bilgiyi paylaştı: “Ziya Osman Saba’nın mezarının tam yeri bilinmiyor. Annesi ve dedesinin mezarlarının yanında olduğu kesin. Annesi ve dedesi yan yana koyun koyuna yatıyorlar. Ancak 25 yıldan beri bazı dostlarla birlikte yaptığımız araştırmalarda ne yazık ki bir sonuca ulaşamadık. Bu konuda edebiyat dünyasına, Eyüp Sultan Belediyesi’ne, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, sivil toplum kuruluşlarına büyük görev düşüyor. Osman Cemal Kaygılı ve Ziya Osman Saba’nın mezarları bir an önce aranmalı, bulunmalı ve ziyarete açık hâle getirilmelidir.”
Yardım, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Ziya Osman Saba, mütevazı, kanaatkâr ve inançlı bir insandı. İsrafı sevmez, her şeyin kıymetini bilirdi. Bir gün Kadıköy’de su kesileceğini öğrenen bir arkadaşı, Ziya Osman’a haber veriyor. Yedek su bulundurmasını söylüyor. Ziya mutfağa gidiyor ve küçük bardakları suyla dolduruyor. İşte, bardaktaki suya kanaat eden bir adamdan bahsediyoruz! O iyi bir şair ve yazar olmanın ötesinde bir tevekkül, teslimiyet, rıza ve kanaat abidesidir. Şiirleri, hikâyeleri ve denemeleri insan ruhunu temizler, iyiliğe doğru yolculuğa çıkarır. Onun şiirlerini ve hikâyelerini okuyan birisi, kötü olamaz, kötülük yapamaz.”
Programda Sabahat Varol İnsel Saba’nın bir şiirini seslendirirken konuşmalarda şu görüşlere yer verildi: “Ziya Osman Saba, sadece bir şair değil, Türk edebiyatında samimiyetin, maneviyatın ve insani duyguların temsilcisi olarak görülüyor. Onun şiirleri ve hikâyeleri, bugün bile huzur arayan insanlara ilham veriyor. Eyüpsultan’da düzenlenen bu anlamlı etkinlik, onun manevi mirasını yaşatmaya devam ediyor. Bu tür etkinliklerle edebiyatımıza ve kültürel mirasımıza sahip çıkmak, gelecek nesillere büyük ustaları tanıtmak adına büyük önem taşıyor.”
Ziya Osman Saba, 7 Mart 1910’da İstanbul’da doğdu. Cumhuriyet dönemi edebiyatının en samimi, içten ve derinlikli şairlerinden biri olarak tanındı. “Yedi Meşaleciler” topluluğunun kurucuları arasında yer aldı. Şiirlerinde maziye hasret, çocukluk, aile, ölüm ve ahiret gibi temalara sıkça yer verdi. Annesini küçük yaşta kaybetmesi, onun sanatını ve ruh dünyasını derinden etkiledi. Hayatını mütevazı, kanaatkâr ve manevi değerlere bağlı bir şekilde sürdürdü. Eserlerinde, insani değerlere, geçmişin güzelliklerine ve ahirete olan inanca vurgu yaptı. Hayatı boyuncu anlamlı ve güzel bir ömür süren Saba, Cumhuriyet dönemi Türk şiirinde derin izler bırakan önemli bir şair ve hikâyeciydi. Eserlerinde nostalji, mutluluk, aile sevgisi ve ahiret inancı temaları ağır basar. Türk şiirine samimi bir ruh kazandırmıştır. Şiirlerinde ve hikâyelerinde, yaşadığı dönemin sosyal hayatını, özlemlerini ve insanî değerlerini büyük bir içtenlikle dile getiren Ziya Osman Saba, bugün hâlâ edebiyatseverlerin gönlünde güçlü bir şekilde yaşamaya devam ediyor. 29 Ocak 1957’de henüz 47 yaşındayken kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Eserleri: Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi, Nefes Almak, Geçen Zaman, Bıraktığım İstanbul.
Mehmet Nuri Yardım tarafından Yeni Dünya Vakfı’nda her pazar günü düzenlenen “Eyüp Sultan’ın Ebedî Sakinleri” programında şimdiye kadar sırasıyla, ilim, fikir, kültür, sanat, edebiyat ve inanç dünyamızdan Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Haşim, Bekir Berk, Nusret Özcan, Necla Pekolcay, Erdem Bayazıt, Ali Nar, Zaptiye Ahmet (Ahmet Yücel), Mustafa Sabri Küçükaşçı, Mustafa Miyasoğlu, Babanzâde Ahmed Naim, İbrahim Kafesoğlu, Şule Yüksel Şenler, Ebu Eyyübe’l-Ensari (Eyüp Sultan Hazretleri), Asaf Ataseven, Ali Rıza Sağman, Mustafa Bilgi, Hüseyin Movit, Mehmed Fırıncı (Mehmed Nuri Güleç), Ömer Nasuhi Bilmen, İsmet Miroğlu, Zekâi Dede, Ömer Öztürkmen, Bahaeddin Özkişi, Ahmet Kekeç, İdrîs-i Bitlisî, Mustafa Sungur, Hasan Basri Çantay, Sabahattin Zaim, Sadreddin Yüksel, Mehmed Âkif Ersoy, Gönenli Mehmet Efendi (Öğütçü), Osman Cemal Kaygılı, Yavuz Bahadıroğlu ve Ziya Osman Saba rahmetle, hürmetle, şükranla ve muhabbetle yâd edildiler. Bu pazar 36’ncı programda Alev Alatlı, vefatının 1. yıldönümünde anılacak. Katılımcılara her hafta kitap hediye edilen toplantılar, kültüre ve edebiyata ilgi duyan herkesin katılımına açık.
HABER: Gülbeyaz BALTA