enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,2020
EURO
35,0069
ALTIN
2.504,53
BIST
10.643,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
22°C
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
22°C
Salı Az Bulutlu
25°C
Çarşamba Az Bulutlu
22°C

Evimizden dünyamıza kültürel miras

Nükhet Everi x?nukheteveri@yahoo.com Son yıllarda belki de günlük hayatımızda en çok kullandığımız kavramlardan biri “kültürel miras”. Peki …

Evimizden dünyamıza kültürel miras
Ekip Türkiye
28.07.2022
A+
A-

Nükhet Everi x?nukheteveri@yahoo.com

Son yıllarda belki de günlük hayatımızda en çok kullandığımız kavramlardan biri “kültürel miras”. Peki, gerçekte nedir ve nerededir bu kültürel miras, biz kültürel mirasın neresindeyiz, bu konuda sürdürülebilir çalışmalar nasıl yapılmalıdır ve bizler birey olarak ne yapabiliriz? Kültürel miras, bizleri zengin ve bilge kılan bir beşeri hafızalar bütünüdür. Geçmişte yaşamış, gelişmiş ve bugünle de bağlantısı olan kültürleri kapsar. Bunun ötesinde gelecekle de ilgilidir. Kültürel miras deyince büyük ihtimalle çoğu kişinin aklına somut kültürel miras listeleri gelir. Çünkü hep somut kültürel mirastan söz edilir. UNESCO Dünya Miras Listesi herkesin dilindedir. Bir ülkeyi ya da kendi memleketinde bir yeri ziyaret eden kişi kültüre meraklıysa bu listelerdeki yerleri mutlaka görmeyi hedefler. Böyle düşünmemiz aslında UNESCO’dan (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü) kaynaklanıyor. 1972’DE UNESCO, Dünya Miras Sözleşmesi’ni imzaladı. Dünya kültürel ve doğal mirasının korunmasına dair bu sözleşme UNESCO’yu bu alanda söz sahibi yaptı. Dünya Miras Sözleşmesi nihai ve kapsayıcı olmasa da listeye dâhil edilecek doğa ve kültür alanlarını tanımlayan bir sözleşmedir. Listeye kayıtlı alanları bulunan ülkelere prestij ve sorumluluk getirdiği iddia edilse de insanlık açısından önemli şeyleri ya da neyin korunması gerektiğini bir “yaptırım” olarak göstermekten öte yalnızca fikir verir. Fakat UNESCO’ya göre kültürel miras yalnızca anıt ve objelerden meydana gelen koleksiyonlarla sınırlı değildir. Bu nedenle 2003 yılında UNESCO somut olmayan kültürel miras ile ilgili bir sözleşme imzaladı.

İki kategori

Somut kültürel miras, taşınabilir ve taşınamaz kültürel miras olmak üzere ikiye ayrılır. 1) Taşınabilir kültürel miras: Resim, heykel vb. eşyalar, mobilyalar, duvar boyamaları. 2) Taşınmaz kültürel miras: Tarihi yapılar, anıtlar, arkeolojik alanlar. Somut olmayan kültürel miras ise önceki nesillerden kalan ve bizden sonraki nesillere aktardığımız dil de dahil olmak üzere sözlü gelenekler ve ifadeler, performans sanatları, toplumsal davranışlar, âdetler, kutlamalar, ritüeller, pratikler, doğa ve evren ile ilgili bilgi ve uygulamalar, geleneksel el sanatları konusunda bilgi ve tekniklerdir. Görüyoruz ki hiçbir kültürel miras ögesini sadece “somut” ya da “somut olmayan” şeklinde değerlendiremeyiz. Yani somut kültürel miras ögelerinin hiçbiri hikâyesiz ya da toplumlara mal olmuş çeşitli gelenek, göreneklerden bağımsız değildir. Somut olmayan kültürel miras son derece kırılgan olsa da kültürel çeşitliliği sürdürmede çok büyük bir etkendir ve onun aracılığıyla bir nesilden diğerine müthiş bir bilgi ve beceri zenginliği aktarılır. Hikâyeler ve toplumsal hafızalarımızdaki anlamı kültürel mirası miras yapan şeydir. Anlam olmadan kültürel miras da aslında bir hiçtir. Şöyle düşünün: Topkapı Sarayı nedir? Eğer hakkındaki hikâyeler ve toplumsal hafızamızdaki anlamı yoksa Topkapı Sarayı da büyük kapalı bir mekân oluşturmak için bir araya getirilmiş taşlardan ibaret bir yapı olmaktan öteye gidemez.

Bireylerin rolü

Kültürel mirasın ana koruyucusu devletlerdir. Fakat onlar kültürel mirası korumak için pek çok girişimde bulunsa da hiçbir sistematik koruma yöntemi her türden kültürel mirası kapsayamaz. İşte tam da burada bireyler devreye girer. Her bir birey aslında bir kültürel miras yöneticisidir. Nasıl olacak ki o dediğinizi duyar gibiyim… Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın çok güzel bir sözü vardır: “İnsan dünyaya bir kere gelir, yunus balığı gibi yokluk engininden fırlayarak, yine yokluğa dalar. Bu gelişte de görüp görebileceği, tesadüf eseri, kendi çağdaşlarıdır.” Evet hepimiz yaşadığımız sürecin şahitleriyiz. Bizden önce gelenleri miras almış, onu ve yaşadıklarımızı geleceğe miras bırakacak kişileriz. Bu da bizi birer kültürel miras yöneticisi yapar. Kültürel mirasın koruyucusu olması gereken devletlerdir, bu onlar için bir prestijdir. Somut kültürel mirasın korunması büyük ölçüde onların görevidir. Ama birey olarak bizlere de epeyce görev düşer aslında. Çünkü somut olmayan ya da diğer adıyla yaşayan kültürel miras çok akışkandır, dağınıktır ve sürekli değişir. Bu nedenle de devletler tarafından kontrol edilmesi imkânsızdır. Profesyonel ve sürdürülebilir kültürel miras çalışmalarında toplum hafızası, yerel toplum ve bireyleri çok önemlidir. Tüm toplumlar ve hatta uluslar birer kültürel mirasa dayanır. Toplumlar çok kimliklidir ve bu sayede kültürel miras da çeşitlenir ve zenginleşir. Fakat kültürel miras birleştirici olabildiği gibi, bölebilir de. Barışın olduğu gibi savaşın da sebebi olabilir. İşte bu yüzden kültürel mirası nasıl sahipleneceğimiz, olumlu yönde ve kucaklayıcı bir biçimde kullanıp kullanmayacağımız, kültürel mirasın da bu yolda bizi desteklemesini sağlayıp sağlamamak tamamen bize kalmıştır. Kültürel miras bireyler ve uluslar açısından bir kimlik, yaratıcı endüstriler için bir esin kaynağı, turizm için ise bir üründür. Toplumlar kültürel miras paydaşları içinde en büyük ve en kapsamlı zümredir. Bu nedenle de kültürel mirasa en çok zarar verecek de onun korunmasını en çok sağlayacak da yine toplumlardır. Bu konularda yapılan sürdürülebilir ve akademik çalışmalar çok önemlidir. Uzmanlar yerel toplumları sorumlu ve kendi kültürlerinde uzman olarak görmeli, onları da çalışmalarında devreye sokmalıdır. Böylece özgüveni artan toplum kendini sorumlu hisseder, başka gelenek ve alanları tercih etmektense kendi kültürel mirasını korumayı, ona zarar vermemeyi görev edinir. İletişim de çok önemlidir. Bu işleri yaparken az temsil edilen ya da hiç temsil edilmeyen paydaşlarla ilişki kurulmalı, ilgili kültür varlığı için farkındalık yaratılmalı, kültürel miras anlamlı kılınmalı ve topluluğun yaşantısıyla ilişkilendirilmeli, topluluğun alanı ve mirasını korumaya yönelik katılımı desteklenmelidir. Uzakta yaşayan paydaşlara ulaşmak ve devam etkinlikleri düzenlenmek de önemlidir. Bu şekilde yerel toplum güçlenir, sürdürülebilir ekonomik kalkınma konusunda ilerleme kaydedilir.

Arşiv oluşturun

Peki, bu kültürel miras nerede, ben onun neresindeyim derseniz; kültürel miras evinizde, kentinizde, zihninizde, kısacası kültürel miras her yerde. Yani tam da kalbindesiniz. Hepimizin kimlikleri kültürel mirasa dayanır. Bu nedenle de kültürel miras hepimiz için çok önemlidir. Siz de uzman olmanızı gerektirmeyen bazı şeyler yapabilirsiniz. Bence önce evinizden başlayın. Elinizdeki hiçbir veriyi küçümsemeyin. Öncelikle ailenizde ya da çevrenizde yaşayan yaşı sizden büyük bireylerin anlattıklarını, hatıralarını dinleyin, yazın, hatta mümkünse kendisinden ya da yakınlarından izin alarak sesini kaydedin. Video da çekebilirsiniz. Ama izin almayı sakın unutmayın. Annenizin, anneannenizin, babaannenizin yemek tariflerini bir yere yazın ya da onlardan rica edin sizin için yazsınlar. Yapılışını anlatsınlar. Hatırladığınız ya da bildiğiniz, duyduğunuz ninnileri kaydedin. Yörenizde konuşulan şiveye dair özellikleri, ezgileri, şiirleri, söylenceleri, hikâyeleri, masalları, deyimleri kaydedin. Ait olduğunuz topluma ve/veya yere dair doğumdan ölüme bir sürü gelenek vardır. Bunları yazın, yapılanları fotoğraflayın, videolarını çekin. İşte siz de bir kültürel miras yöneticisi oldunuz. Geleceğe bir arşiv, bir miras bırakıyorsunuz. “Aman ne olacak ki bundan” demeyin. Kaybolup gitmesin. Bir şekilde değerlendirilir, merak etmeyin. Çevrenizden devam edin. Bir arkeolojik sit alanı varsa gidip gezin, zarar vermeden gezmeyi çocuklarınıza öğretin. Hikâyelerini öğrenmek için araştırın. Müzeler bilginin tapınağıdır. Mutlaka müzelere de gidin. Size ait olmayan kültürlerle ilgili çalışmalarda ise profesyonellere danışmadan ilerlemeyin. Tüm bunları kendi kültürel mirasınızı yarınlara taşımak için yaptığınızı unutmadan yapın. Dünya çok daha güzel görünecek gözünüze.

KAYNAK: Milliyet